TAG Heuer, birkaç yıl aradan sonra geri dönüşünü şu şekilde yapıyor Formula 1. Bu dönüm noktası niteliğindeki etkinlik, TAG Heuer CEO'su Antoine Pin ve LVMH grubunun Saatler bölümü CEO'su Frédéric Arnault'nun liderliğinde saat markasının rönesansına tanıklık ediyor. 2025 yılından itibaren TAG Heuer, 2013 yılından bu yana sporun ortağı olan Rolex'in yerine F1'in Resmi Zaman Tutucusu olacak.
Köklerimize dönüş
TAG Heuer F1 dünyasına yabancı değil. 1969'da logosunu bir F1 aracında sergileyen ilk lüks marka oldu ve 1971'de bir takımın ilk sponsoru oldu. Marka 239 zafer, 613 podyum derecesi ve 15 pilot unvanından oluşan etkileyici geçmişiyle F1 dünyasında önemli bir oyuncu olmuştur. Bu yeniden entegrasyon, markanın köklerine bir dönüş, kökenlerine bir selam ve motor sporları dünyasına olan uzun süreli bağlılığına işaret ediyor.
TAG Heuer'in dönüşümü
Lüks devi Bernard Arnault'nun oğlu Frédéric Arnault'nun liderliğinde TAG Heuer etkileyici bir dönüşüm geçirdi. Marka, özellikle 2022'de üst düzey bağlantılı saatlerin piyasaya sürülmesi ve 2021'de saatleri için Porsche ile ortaklık kurmasıyla kendini yeniden keşfetmeyi başardı. Bu girişimler TAG Heuer saatlerinin ortalama satış fiyatını iki katına çıkararak 3.200 €'nun üzerine çıkardı. Bu arada markanın satışları, Frédéric Arnault'nun 2014 yılında görevi devralmasından bu yana 50% artarak bu saat yapım evi için gerçek bir remontada oldu. Frédéric Arnault, 2024 yılının başından bu yana Hublot, TAG Heuer ve Zenith markalarını denetleyen saat bölümünden sorumludur. Antoine Pin ise TAG Heuer markasının mevcut CEO'sudur.
Gelişen F1 kitlesiyle stratejik bir ortaklık
TAG Heuer'in F1'e dönüşü, sporun Liberty Media dönemindeki yükselişiyle aynı zamana denk geliyor. Formula 12024'te dünya çapında 1,5 milyardan fazla izleyiciye ulaşacak olan bu spor giderek daha popüler hale geliyor ve yeni nesil taraftarların ilgisini çekiyor. TAG Heuer ve F1 arasındaki bu ortaklık sadece görünürlüğün çok ötesine geçiyor: ortak değerlerin paylaşımını simgeliyor. Her iki marka da hassasiyet, performans ve yenilikçilikle eşanlamlıdır. TAG Heuer CEO'su Antoine Pin şunları söyledi: "Zihinsel dayanıklılık, fiziksel güç, strateji, yenilik ve performansla tanımlanan bir sporda TAG Heuer'in F1'in kalbinde yer alması doğaldır.
Rolex'in tepkisi
Rolex 2013'ten bu yana F1'in resmi zaman tutucusu ve ortaklığa her yıl yaklaşık 50 milyon dolar yatırım yapıyor. Ancak işler değişti. Liberty Media'nın 2017'de sporu satın almasından bu yana F1'e olan ilgi artıyor, bu itiraz artık Rolex'in stratejisinden uzaklaştı. Giderek daha genç bir izleyici kitlesine ve sosyal ağlarda güçlü bir varlığa sahip olan F1, Rolex'in geleneksel müşteri profiliyle daha az uyumlu bir demografiyi kendine çekiyor.
Rolex artık kendisini, potansiyel olarak gelecekteki müşterilerden oluşan daha olgun bir kitleye yönelik etkinliklerle ilişkilendirmeyi tercih ediyor. İsviçreli marka, saatlerini kitleler tarafından değer verilen yatırımlar olarak algılanan ürünler yerine 'takılacak rüya nesneleri' olarak gören bir kitleye odaklanmayı tercih ediyor. Sonuç olarak, Rolex'in F1'den ayrılması sürpriz olsa da, farklı bir uzun vadeli vizyona sahip olan marka için gerçek bir kayıp anlamına gelmiyor, hatta bunu memnuniyetle karşılıyor gibi görünüyor.